Kabus Tarihi


KÂBUS TARİHİ

Son trende istasyona girerken inceden bir yağmur başladı.
İhtiyar adam heyecanla oturduğu banktan doğruldu.
Bu sırada yanına iki adam geldi. 
Bir şeyler konuştular usulca.
İhtiyar adam öfkelendi. 
Rüya’yı almadan şuradan şuraya adım atmam, dedi. 
Perondakiler onlara dönüp şöyle bir baktılar. 
Bu tek perdelik oyuna tesadüf etmeyen yoktu. 
Bakışlarını yeniden trene çevirdiler.

İstasyon şefi ceketini düzelterek perona çıktı.
Hemen yanı başındaki tartışmaya alışık olduğu her halinden belliydi.
Salim amca, Rüya bir önceki trenle geldi, dedi sakince, çoktan eve varmıştır.
Ben sabahtan beri buradayım, dedi ihtiyar adam hayretle, nasıl görmedim?
Eve gidince görürsün Rüya’yı, dedi istasyon şefi. 
Sesinde derin bir hüzün.
İhtiyar adam itiraz etmedi, etmeye cesaret bulamadı.
Oğullarının koluna girip karanlığın içinde kayboldu.

Hafıza ne tuhaf bir şey, diye düşündü istasyon şefi, yıllar önce trene binip kaçan kızı, trenle gelecek kıza çeviriyor. 

Sırtını istasyonun duvarına dayadı. 
Ceketinin iç cebinden bir sigara çıkartıp yaktı. 
Trene inip binenleri seyretti. 
İnceden bir yağmur yağıyordu.

Elinde valizle inen son yolcuyu Rüya’ya benzetti. 

Odasına geri döndü. 
Ceketini çıkarıp kapının arkasındaki askıya astı.
Takvim yaprağındaki tarihe bakıp durakladı. 
Üç yıl önceki bugünün tarihiydi takvimin üzerindeki tarih:
Rüya’nın, kendisini bu kâbusun içerisinde bırakıp gittiği günün tarihi.


[ izzet koçak ]
Gamze Özden'e

2 yorum:

  1. Kelimelerim güzel bir öyküyü anımsatacak artık zihnimde. Bunun için size müteşekkirim. Kaleminize, yüreğinize sağlık.

    YanıtlaSil
  2. Beğendiğinize sevindim. Ben de bu güzel yorum için teşekkür ederim.

    YanıtlaSil