Uzak Savaş


[ UZAK SAVAŞ ]*

Televizyonun sesini biraz daha açtım.
Çaya şeker atmayı ne zaman bırakmıştım ben, hatırlamıyorum artık.
Bir füze apartmanın tam ortasında patladı.
Ben ekmeğe biraz tereyağı sürdüm.
Çayın tadını kaçıran bir karanlık düşünce çöreklendi göğsümün üzerine.
O binada oturanlar da bir zamanlar benim gibi kendilerinin içinde olmadığı uzak bir savaşın haberlerini böyle izlemişler miydi?

*[ izzet koçak ]

#mikroöykü865

Çerçeve

[ ÇERÇEVE ]*

Araştırmacılar bataklıkta bata çıka ilerliyorlardı. 
Günlerce aradılar. 
Nihayet. 
Bataklığın ortasında muhteşem gülü buldular. 
Böyle bir yerde böyle bir güzellik nasıl olabilirdi, diye sordular birbirlerine. 
Onu oradan kurtarmayı kendilerine vazife bildiler. 
Gülü alıp dünyanın en güzel gül bahçesine getirdiler. 
Ziyaretçiler geldi bataklık gülünü görmek için. 
İçlerinden biri onca güzelliğin arasında gördüğü bataklık gülüne şöyle bir baktıktan sonra, iyi de bunun diğerlerinden bir farkı yok ki, dedi. 
Dağıldılar.

*[ izzet koçak ]

#mikroöykü864

Mevta Benim


[ MEVTA BENİM ]

Bugün mezarlığa gittim. Yağmur yağıyordu. Her hafta yitip giden bir maziyi anmak için geliyordum buraya. Bekçi, "Selim Bey yakınınız mıydı?" diye sordu her hafta beni bu mezarın başında görmenin tanışıklığıyla.  "Yok," dedim açıklama yapmanın huzursuzluğuyla, "orada yatan benim!"


*[ izzet koçak ]

#mikroöykü863