Çekirge, Bir İki Üç


ÇEKİRGE, BİR İKİ ÜÇ

Üçlü koltuğa kıvrılmış yatıyordum.
Pat diye hafif bir ses geldi. 
Oda sessiz olduğu için gelen sesi oldukça net duymuştum.
Gözlerimle odanın içini taramaya başladım.
Oradaydı.
Rahlenin üstündeki açık duran kitabın üzerindeydi.
Kafka’nın başparmağı büyüklüğünde iri bir çekirge.
Yabancısı olduğu ortamı kolaçan ediyordu.
Sıçramak için hazırlandı ama tereddüt etti.
İzlendiğini hissetmiş olabilirdi.
Benim bir avcı olmadığımı nereden bilebilirdi ki.
Bir süre daha orada hareketsiz bekledi.
Odanın içinde yaprak kıpırdamıyordu.
Ortamın kendisi için güvenli olduğunu kanaat getirince sıçradı.
Güçlü ve çevik bir sıçrayıştı.
Rahlenin bir buçuk metre kadar ötesindeki sehpanın üzerine indi.
Sigara tabakası ağzı açık vaziyette sehpanın üzerinde duruyordu.
Tütün kokusu çekmiş olmalı onu, emin değilim.
Sonuçta o otobur bir böcek.
İri ve taze, besleyici...
Dilim kontrolümden çıkıp dudaklarımı yaladı.
Çekirge üçüncü kez sıçradığında halının ortasına indi.
Avcı iç güdelerim çoktan harekete geçmişti.
Çekirge ne olduğunu anlamadan üzerine atladım.
Uzun zamandır kedi mamasından başka bir şey yemiyordum.

[ izzet koçak ]
@methaldar'a

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder