Burası Dünya


[ BURASI DÜNYA ]*

Parkta gelip yanıma oturdu. Konuşmak için birini aradığımı hissetmiş gibi duruyordu yanımda. Usulca konuya girdim. Hep bir yarım kalmışlık hissiyle yaşıyorum, dedim. Bana döndü, Biliyor musun? dedi, ben her şeyini tamamlamış bir ölüyle hiç karşılaşmadım bugüne kadar.

*[ izzet koçak ]

#mikroöykü500

Tarifsiz Acılar


[ TARİFSİZ ACILAR ]*

Acı tarifleri kitabına baktım. Bulamadım. Tarifsiz bir acıyla yaşıyorum sanırım. Bu acıya isim vermeyi unutmuş olmalı atalar. Ben de ne isim ne de tarif vermeyi düşünüyorum. Bazı şeylerin isimsiz kalması onun bulaşıcılığını bir nebze olsun azaltıyor sanki.

*[ izzet koçak ]

#mikroöykü499

Türkü


[ TÜRKÜ ]*

İtfaiye ekipleri yangını söndürmek için saatlerce çalıştı. Yangın kontrol altına alınıp söndürüldükten sonra ekipler yangının sebebini bulmak için çalışmaya başladı. Neşet, elindeki cımbızla küllerin arasından birkaç bağlama teli bulup delil torbasına koydu. 

*[ izzet koçak ]

#mikroöykü498

Sürgün Uzaylılar


[ SÜRGÜN UZAYLILAR ]*

Uzaylılarla Mücadele Yasası, mecliste onaylandıktan sonra ilk operasyon yasanın çıkması için çaba gösteren Uzaylılarla Mücadele Derneği'ne yapıldı. Alınan bilgiye göre dernek başkanı ve yanındaki kişilerin Dünya'ya sürgün edilmiş uzaylılar olduğu ortaya çıktı.

*[ izzet koçak ]

#mikroöykü497

İyi Haber


[ İYİ HABER ]*

Kahvesinden bir yudum alıp fincanı masaya bıraktı. İşe kahve falıyla başlamalısın, dedi. Yakın zamanda kötü bir haber alacaksın, demelisin falına baktığın kişiye önce, çünkü iyi haber topaldır, kötü haberden önce asla gelmez. Böylece ilk işinde inandırıcılığın artar.

*[ izzet koçak ]

#mikroöykü496

Uğursuz Bir Gece


[ UĞURSUZ BİR GECE ]*

Uğursuzluğun kokusu sinmiş zifiri karanlık bir gecede yola koyulduk. Daha köyü çıkmadan bir baykuş öttü önümüzde. Annem, geri dönelim, dedi. Ben, baykuşlar uğursuz gecelerin yol göstericisidir, dedim. Geri dönersek bir daha gidemeyeceğimizi biliyordum. Geri döndük.

*[ izzet koçak ]

#mikroöykü494

Girdap


[ GİRDAP ]*

Gençken hayat düz bir çizgi halinde ilerler. Yaş ilerledikçe o yol kıvrılmaya başlar. Yaşlılıkta ise ortada bir çizgi kalmaz. Hayat, yaşlanınca bir girdaba dönüşür. Girdap insanı hep geçmişe çeker. Girdaptan çıkmanın tek yolu musalla taşına uzanmaktır, ölü ya da diri!

*[ izzet koçak ]

#mikroöykü493

Çelenk


[ ÇELENK ]*

Zamanda yoluculuk yapan bir kiralık katil olarak diplomasını aldı. İlk işinde 2058 yılına gitti. Kendisini buldu ve öldürdü. Bu sırada ne yazık ki yaralanmıştı. Bu yara geri döndükten üç gün sonra ölümüne sebep oldu. 2058 yılından cenazesine gelen çelenge kimse bir anlam veremedi.

*[ izzet koçak ]

#mikroöykü492

Atmosfer


[ ATMOSFER ]*

Kapıya tekmeyi basıp sınıfa öyle girmeyi planlıyordum. Tüm hazırlığımı bu girişin sağlayacağı atmosfere ayarlamıştım. Sınıfın kapısına vardığımda kapının dışarı açıldığını fark ettim. Usulca içeri girdim. Öğrenciler ayağa kalktı. Kapıya içeriden tekmeyi vurdum. 

*[ izzet koçak ]

#mikroöykü491

Reçete


[ REÇETE ]*

Mutluluğun reçetesini yazan bir bilgenin şehre geldiği haberi kulaktan kulağa yayıldı. Bilgeyi tanıyan yoktu, bunu fırsat bilen bir uyanık, aranan bilge olduğunu söyleyince halk kaldığı hana koştu. Parasını aldıklarına ilk öğüdü, istediğiniz ilk şeyden vazgeçin, oldu.

*[ izzet koçak ]

#mikroöykü490

Akrep


[ AKREP ]*

Çocuğunun akrep burcu olması için normal gününden on beş gün önce sezaryen olmaya karar verdi. Doktor isteğini kabul etmeyince, kocakarı ilaçları alarak erken doğum yapmayı denedi. İstediği gibi çocuk akrep oldu ve doğum sırasında kendisini zehirleyerek öldürdü.

*[ izzet koçak ]

#mikroöykü489

Yamyam


[ YAMYAM ]*

Gülümseyen celladın dişinin arasında görünen etin hikayesini yazmayı düşündü bir an; lakin kralın kalbini dolduran irinin hikayesini yazdığı için birazdan idam edileceği geldi aklına. O et acaba dün idam edilen beye ait olabilir miydi?

*[ izzet koçak ]

#mikroöykü488

Ölümsüzlük


[ ÖLÜMSÜZLÜK ]*

Dünya nüfusu hızla artmaya devam ediyordu. İnsanların ölümsüz olmasının ardından 813 yıl geçmiş, dünya üzerinde tabiri caizse adım atacak yer kalmamıştı. Açlık ve sefalet kol geziyor. İnsanlar ölmüyor ama sürünüyordu. Birçok kişi yitiğini arar gibi ölümü arıyordu.

*[ izzet koçak ]

#mikroöykü487

Alzheimer


[ ALZHEİMER ]*

Kafamın içine bir sis çöktü. Kızıl gözlü kurtlar dolaşıyor uzun süredir her tarafta. Anılarıma saldırıp telef ediyorlar. Çobanlar sürülerini terk etmiş. Köpekler ruhlarına ihanet ediyor. Yanımda fısıltıyla konuşan herkes bir Alman'ın adını tıslıyor: Alzheimer!

*[ izzet koçak ]

#mikroöykü486

Alamet-i Farika


[ ALAMET-i FARİKA ]*

Yıl: 2098
"Biz teknolojik ürün kullanacak kadar fakir miyiz?" dedi Elena kahvesinden bir yudum aldıktan sonra Suzana'ya. Kahve tepsisiyle bekleyen hizmetçi ise son teknoloji ürünü ultra akıllı telefonunu soyunma odasında bırakmıştı mesaisine başladığında.

*[ izzet koçak ]

#mikroöykü485

Ölüme Yakın


[ ÖLÜME YAKIN ]*

Yağmur alnına yağıyordu. Çimenler ıslanmış. Koşuyordu arkasında ölüm melekleri, ellerinde sedef kakmalı hançerler. Uçurumun kıyısına gelip durdu. Göğe baktı. Damlalar alnına düşüyordu, alın yazısını siliyordu usulca yağmur. Her şeyden çok ölüme yakındı o an!

*[ izzet koçak ]

#mikroöykü484

Tebdil-i Kıyafet


[ TEBDİL-i KIYAFET ]*

Nöbetçiler kapıda şaşkın şaşkın yüzüme bakıp saygıyla eğildiler önümde. Divana başkanlık edip hak terazisi şaşmış kadıyı azlettim. Sarayda aksayan işleri düzene koydum. Ayrılırken kapıda kendimle karşılaştım. Tebdil-i kıyafet etmiş saraya dönüyordum bir sultan gibi.

*[ izzet koçak ]

#mikroöykü483

Hemen Döneceğim


[ HEMEN DÖNECEĞİM ]*

Sibirya'ya sürgün edilmişti. Evinden çıktı. Elinde küçük bir çanta vardı. Kapının önünde kendisini bekleyen askerlere selam verdi. Evin kapısının açık olduğunu gören asker, kapıyı kilitlemeyecek misiniz? diye sordu. Hayır, dedi kırık bir gülüşle, hemen döneceğim.

*[ izzet koçak ]

#mikroöykü482

Kara Delik


[ KARA DELİK ]*

Kara delik gören oldu mu? diye sordu. Orta sıralardan Yusuf parmağını kaldırdı. Hocam, dedi, Meydanbaşı Mezarlığına gitmiştik. Orada yan yana açılmış çukurlar vardı. Babam onların kara delikler olduğunu söyledi. İçine girenler kıyamet gününe ışınlanıyormuş.

*[ izzet koçak ]

#mikroöykü481

Katık


[ KATIK ]*

Masaya oturdu. Menüdeki fiyatlara göz attı. Çorba fiyatlarının yazılmadığını görünce garsonu çağırdı. Çorba fiyatlarını sordu. Ücretsiz olduğunu duyunca çok şaşırdı. Tavuk çorbası istedi. Gitmeden hatırlatayım, dedi garson, çorbalarımız ücretsiz ama ekmekler ücretli.

*[ izzet koçak ]

#mikroöykü480

Tehlikeli Sular


[ TEHLİKELİ SULAR ]*

Adam tekneden kafasını uzatıp köpek balığına seslendi: “Tehlikeli sularda yüzüyorsun!”

*[ izzet koçak ]

#mikroöykü478

Her Şey İntihara Uygun


[ HER ŞEY İNTİHARA UYGUN ]*

Canım sıkılıyor, dedi. Banyoya gidip küvete su doldurdum. Banyo dolabındaki jilet kutusundan bir yaprak jilet çıkardım. İkiye kırıp usturaya taktım. Odaya dönüp, küveti doldurdum usturayı da hazırladım içine girdikten sonra bileklerini yatay olarak çiziyorsun, dedim.

*[ izzet koçak ]

#mikroöykü477

Nefret


[ NEFRET ]*

Kendimden nefret ediyorum, dedi. Neden, diye sordum. O, hayallerini anlatırken kendimi hayallerinin tek engeli gibi görüyorum, dedi. Engeli kaldır o zaman, dedim. O zaman da o benim hayallerimin tek engeli haline geliyor, dedi ve ekledi, ondan nefret etmek istemiyorum.

*[ izzet koçak ]

#mikroöykü476

Tamamen Duygusal


[ TAMAMEN DUYGUSAL ]*

Ölçtü, biçti, tarttı. Tamam, dedi, kızım seni ona veriyorum. Hanımı şaşkın, itiraz etti. Sen mantıklı adamsın Said, bu devirde fakir adama kız verilir mi? dedi. Said, hanımına baktı. Evet, dedi, hiç mantıklı değil, kararım tamamen duygusal ve bu da iyi bir şey sanırım.

*[ izzet koçak ]

#mikroöykü475

Mide Bulantısı


[ MİDE BULANTISI ]*

"Hepimiz aynı gemideyiz," diye bağırdı deli, sonra ekledi, "niye sadece benim midem bulanıyor öyleyse!"

*[ izzet koçak ]

#mikroöykü474

Hızırlık


[ HIZIRLIK ]*

Tövbe ettikten sonra evlere sessizce girip yiyecek, ceplere fark ettirmeden para bırakıyordu bir süredir. Polis baskını sırasında elindekileri buzdolabına yerleştiriyordu. Onca yılın hırsızı, ilk kez yakalanıyordu ama bunun sebebi hırsızlık değil, hızırlıktı.

*[ izzet koçak ]

#mikroöykü473

Şekerli Çay


[ ŞEKERLİ ÇAY ]*

Akşam ezanı okunurken masasına oturdu. Bardağına koyduğu çayı mutfaktan getirirken çay tabağına dökmüştü. Bir peçeteyi dörde katlayıp tabağın içindeki çayı emmesi için bardağın altına koydu. Usulca şekeri karıştırdı. Evet, hâlâ çayı şekerli içiyordu ve bu harikaydı.

*[ izzet koçak ]

#mikroöykü472

Sıkılmıyorum


[ SIKILMIYORUM ]*

Evde sıkılmıyor musun? diye sordu.
Sıkılmıyorum, dedi diğeri, kitap okuyorum.
Sıkıldığın için kitap okuyor olmalısın, dedi.
Sıkılsam kitap okuyamam sanırım, dedi diğeri.
Sıkıldığını bilmiyor olabilirsin, dedi.
Belki, dedi diğeri, kitap okurken fark etmiyor olabilirim.

*[ izzet koçak ]

#mikroöykü471

Nar


[ NAR ]*

Elinde bir narla içeriye girdi. "Beni seviyor musun?" dedi. Cevabı da beklemeden narı bırakıp çıktı. Adam, narı alıp mutfağa geçti. İkiye ayırdı. Merdaneyle vurmaya başladı. Kadın bir çığlık attı, mutfağın halini görünce. Adam sakin, "Seni çok seviyorum," dedi kadına.

*[ izzet koçak ]

#mikroöykü470

Pinokyo


[ PİNOKYO ]*

Hata mı yapıyorum insan olmayı arzulayarak, dedi Pinokyo yataktan doğrulurken. Aynanın karşısına geçip yüzüne baktı. Uzun burnuyla aynaya tıklattı. Ustası gözünü açtı yattığı yerden. Ne oldu evladım, dedi. İnsan olmak istiyorum, dedi Pinokyo, burnu biraz daha uzadı.

*[ izzet koçak ]

#mikroöykü469

İnziva


[ İNZİVA ]*

Mağaranın girişinde duran adam, içeriye "İnsanlardan umudunu kestiğin için mi inzivaya çekildin?" diye bağırdı. Bir süre sonra içeriden "Hayır," dedi bir ses, "ben kendimden umudu kestiğim için buradayım!"

*[ izzet koçak ]

#mikroöykü468

Çünkü Yeni


[ ÇÜNKÜ YENİ ]*

Beklediği ürünün yeni modelinin çıktığı gün soluğu mağazada aldı. Çünkü yeni, onun için hayatın anlamı haline gelmişti. Ama mağazada beklemediği bir durumla karşılaştı. Yaşının ürünü almaya uygun olmadığı söylendi. Yaşlanmıştı, tabiri caizse yeninin peşinde eskimişti.

*[ izzet koçak ]

#mikroöykü467

Ölüler Karnavalı


[ ÖLÜLER KARNAVALI ]*

Ölüler karnavalına katılmak için Meksika'ya gittim. Orada beklediğimin aksine çok canlı bir ortam vardı. Karnaval günü doğum günüme denk gelmiş, kaldığım pansiyonun sahibi de küçük bir pasta hazırlatmıştı. Pastanın zehirli olduğunu anlamak için sadece yemem gerekmişti.

*[ izzet koçak ]

#mikroöykü466

Evli misiniz?


*[ EVLİ MİSİNİZ ]

Hanımla markette alışveriş yapıyoruz. Bir süre sonra başka yönlere gitmişiz. Buluştuğumuzda hanım peynir alıyordu. Ben de tavuk istedim. Tezgâhtar, sırasını alıp almadığımı anlamak için hanıma, beraber misiniz, diye sordu. Hanım, "evet," dedi, "on beş yıldır!"

[ izzet koçak ]*

#mikroöykü465

Öğrenci Durumu


[ ÖĞRENCİ DURUMU ]*

"Kızımın durumunu soracaktım," dedi kadın. Öğretmen on saniyelik bir duraksama yaşadı. Bu sürede çocuğun; notu, davranışı, saygısı, sevgisi, kişiliği, psikolojisi -vesaire- bir film gibi gözlerinin önünden geçti. "Bilmiyorum," dedi sonra, "ben dersine girmiyorum."

[ izzet koçak ]*

#mikroöykü464

Su Değirmeni


[ SU DEĞİRMENİ ]*

Çok maliyetli oldu ama sonunda başardık. Dünya üzerindeki tüm Don Kişot romanlarını topladık. Şimdi ufak bir değişiklik yapıp kitapları tekrar yerine koyacağız. İnsanlar ilk başta tereddüt edecek ama sonra hatırlayacak, Don Kişot'un hep su değirmenlerine saldırdığını.

*[ izzet koçak ]

#mikroöykü463

Ucuz Hissi


[ UCUZ HİSSİ ]*

"Bu android ucuz hissi veriyor," dedi alıcı. Ürünü için böyle bir tepki alan satıcı çok şaşırdı. "Evet," dedi, "haklı olabilirsiniz ama ucuz hissi vermesinin yanında fiyat olarak da ucuz zaten, hem siz de anladığım kadarıyla aynı serinin ürünü bir androidsiniz.

*[ izzet koçak ]

#mikroöykü462

Kaçak Yolcu


[ KAÇAK YOLCU ]*

-Titanik batacak, diye bir söylenti var.
-Valla, beni hiç ilgilendirmez. Ben gemiye zaten kaçak olarak bindim. Onu para verenler düşünsün.

*[ izzet koçak ]

#mikroöykü461

Sefil Hikayeler


[ SEFİL HİKAYELER ]*

Doğru yere geldiğini hemen anladı. Buradakiler anlattığı hikayelere inanmaya hazırdı. Kendi sefil hikayeleriyle birbirlerinin sefaletini besleyip onunla mutlu olan insanlardı hepsi. Onlara anlattığı ilk hikaye kendi hikayeleri oldu. Birçoğu gözyaşlarını tutamadı.

*[ izzet koçak ]

#mikroöykü460

Değişim


[ DEĞİŞİM ]*

"Sen değişince her şey değişir ama bazen bunu anlayamazsın!" demişti kitapçı. Aldığım kitabı okurken her şeyin değiştiğini an an, saat saat, sayfa sayfa fark ediyordum ama kendimde bir değişim göremiyordum. Kitapçıya geri döndüm kırk gün sonra. Bana baktı ve çok değişmişsin, dedi.

*[ izzet koçak ]

#mikroöykü459

Part-time Kiralık Katil


[ PART-TİME KİRALIK KATİL ]*

İbrahim Aslaner'in cenazesinden dönüyoruz. Arabada ben ve part-time kiralık katillik yapan Remzi var. Remzi son işinde az daha çuvallıyordu, neyse ki olaya dahil olup işi tereyağından kıl çeker gibi halletmesini sağladım. Şimdi cenaze yemeği için Konya'ya gidiyoruz.

[ izzet koçak ]*

#mikroöyk458

Kıl


[ KIL ]*

Cinayeti çok ince hesaplamış. Sıcak ekmek ve tereyağına bulamıştık mevtayı işin sonunda. Bombayı tereyağının içine yerleştirmiş, pimi de tereyağındaki kıla bağlanmıştık. Gülhan, tereyağındaki kılı çekerken olup bitmişti her şey.

*[ izzet koçak ]

#mikroöykü457

Şövalye


[ ŞÖVALYE ]*

Gazetelerde hakkımda kiralık katil diye haberler çıkıyor ama ben kiralık bir katil değilim, modern bir şövalyeyim. Öldürmek konusunda eğitim aldım. Ücretimi ödeyen kişiye hizmet ediyorum. Yazarları ben öldürdüm. Bunu da onların birer imzalı kitabına karşılık yaptım.

*[ izzet koçak ]

#mikroöykü456

Çay Şekeri


[ ÇAY ŞEKERİ ]*

Kafamın içi karanlığa gömülmüş. Kalbimden gelen ışık sönmüştü. Küçük bir ateş yakıp üzerine demliği koydum. Bir süre sonra su kaynadı. İçerisine birkaç çay yaprağı atıp demlenmesini bekledim. Ateş geçti. Çayı bardağa döktüm. Şeker kalmamıştı kuru hüzünle içtim ben de.

*[ izzet koçak ]

#mikroöykü455

Yapboz


[ YAPBOZ ]*

Bir sabah uyandığında tüm dünyanın büyük bir yapboza dönüştüğünü gördü. Merakla aynanın karşısına geçti. Kendisi de aynı haldeydi. Göğsünün ortasında bir parça eksikti. Etrafa baktı. Oğlunun odasında buldu eksik parçayı ama oğlunu bulamadı. Üç yıl olmuştu çünkü öleli.

*[ izzet koçak ]

#mikroöykü454

Mektup


[ MEKTUP ]*

Elindeki mektubu göndermek istiyor ama bunu nasıl yapacağını bilemiyordu. Büyük bir düşünce balonu hayal etti. Balonun içine de bir posta güvercini kondurdu. Elindeki mektubu kuşa verdi. Kuş uçup gitti. Sevdiği kuş uçmaz kervan geçmez bir yerdeydi. Bilmiyordu.

*[ izzet koçak ]

#mikroöykü453

Küçük Prensin Esiri


[ KÜÇÜK PRENSİN ESİRİ ]*

Bana yeni keşfedilen küçük bir gezegende yaşayacak ilk insan olacağımı söylediler. Büyük bir mutlulukla kabul ettim. Gezegene indiğimde tek başıma olmadığımı anladım. Gezegenin sahibi Küçük Prens beni gülüne yakalatıp prangaya vurdu, pranganın ucu gezegenin kendisiydi.

*[ izzet koçak ]

#mikroöykü452

Talih Kuşu


[ TALİH KUŞU ]*

Mahkumun boynu kütüğü yatırıldı. Cellat basamakları tırmanıp kütüğün başına geldi. Ağır baltasını havaya kaldırdığında izleyiciler nefesini tuttu ama bırakamadı. Balta bir türlü inmiyordu. Bir kuş mahkumun başına konmuş, ötüyordu. Cellat ağlıyor, idam erteleniyordu.

*[ izzet koçak ]

#mikroöykü451

Temizlik


[ TEMİZLİK ]*

Cinayet mahallini terk etmeden önce olay yeri incelemeden bir ekip geldi. Bu kadar hızlı olmalarını beklemiyorduk. Her yeri didik dikik incelediler. Çok temiz bir iş çıkardığımız için bizi tebrik edip gittiler. Geride hiç iz bırakmamıştık çünkü.

*[ izzet koçak ]

#mikroöykü450

Tazı


[ TAZI ]*

Mekanizmaya bağlı sahte tavşan fırlıyor ve arkasından onlarca tazı koşmaya başlıyor. En hızlı koşan yarışmayı kazanıyor ama hiçbir zaman tavşana sahip olamıyor. Hiç koşmayan sahibi büyük ödülü alıyor. Çatlamak üzere olan tazının payına bir torba köpek maması düşüyor.

*[ izzet koçak ]

#mikroöykü448