Darağacı


[ DARAĞACI ]*

Ormandan gizlice kestiği ağaçları marangoza uygun bir fiyata satıyordu. Askerler tarafından yakalanınca kısacık bir mahkemeyle idama mahkûm edildi. Suç ortağı olarak da marangozun adını verdi. Marangozu almaya giden askerler ondan iki darağacı yapmasını istediler.


*[ İzzet Koçak ]
#mikroöykü-276

Balık


[ BALIK ]*

Nuh haber salmış hemen gemiye binmemiz gerekiyormuş. Büyük bir tufan kopacakmış, yeri göğü sular kaplayacakmış, her şey suların altında kalmayacakmış bey. Hanım sakin ol, bizim gemiye binmemiz biraz tuhaf kaçar; çünkü, belli unuttun, biz balığız!


*[ izzet koçak ]
#mikroöykü-4

Tablo


[ TABLO ]*

Portremi yapması için şehrin en ünlü ressamını eve davet ettim. Hanım pasta, börek, zeytinyağlı yaprak sarması hazırlamış, tavşankanı olması muhtemel enfes bir çay demlemişti. Ne yazık ki ressamla ücrette anlaşamadık. Ben de tablo yerine yüzümü astım duvara.

*[ izzet koçak ]
#mikroöykü-5

Karınca

 

[ KARINCA ]*
 
Nasıl olduğunu anlamadan kendisini bir kitaptan diğerine uçarken buldu. Birini bitiriyor diğerine başlıyordu. Bir arı gibi kafatasına düşünce taşıyordu. Bal alma vakti geldiğinde anladı bir bal arısı olmadığını. Yaptığı ruhundaki dehlizleri doldurmaktı sadece.
 
*[ izzet koçak ]

#mikroöykü-3

Ölüm Döşeği

 

[ ÖLÜM DÖŞEĞİ ]*

Emekli Pilot Ali Bey, uzun süren rahatsızlığının ardından yatağında son nefesini verdi. Yakınlarına haber salındı. Geldiklerinde hemşire, oğlu Yusuf'a içerisinde "Üzülme evlat, uçmak için ölüm döşeği harika bir kalkış pistidir." yazan bir zarf verdi.

[ izzet koçak ]*

#mikroöykü-2

Karga

 [ KARGA ]

Habil, kardeşinin yanına giderken onu yolundan çevirmek isteyen bir karga karşısına çıktı. Kuşun tüm çabasına rağmen Habil, onu başından savmayı başardı. Çaresiz ve üzgün karga bir dala kondu. İyiler, dedi karga, iyi ve kötüyü ayırt etmeyi hiç öğrenemeyecekler.


[ izzet koçak ]

mikroöykü-1

Serbest Düşüş


[ SERBEST DÜŞÜŞ ]

İçimde bir boşluk. Bir düşüş bu. Doktor depresyon diyor buna, ben düşüş diyorum. Serbest düşüş! Tutunduğum ne varsa geride bıraktığım sonu gelmeyen bir düşüş. Kanatlarım kırık, gözlerim solgun, kalbim çarpmayı unutmuş, hayat bölük pörçük hatıralar. D/üşüyorum galiba!


[ izzet koçak ]
#mikroöykü-268

Maden Suyu


[ MADEN SUYU ]

Madenin önündeydik. Umutlar madenin karanlıklarına gömülmüştü. Şükür içeride kimse yoktu ama tüm madeni su basmıştı. Boşaltılması aylar alırdı. O sırada aklıma geldi işte, böylece madencilikten başka bir alana hızla geçiş yaptık. O günden beri maden suyu satıyoruz.


[ izzet koçak ]
#mikroöykü-90

Sürgün


[ SÜRGÜN ]*

Karakola gidip evraklarını teslim etti. Oradan kalacağı eve geçti. Eşyalarını bıraktı. Sonra kahveye gitti. Sürgün geldim, dedi. Kahveci demli bir çay verdi. Sürgünlük, senin buraya gelmen değil beyim, dedi kahveci iç çekip, bizim buradan hiçbir yere gidemeyişimiz!


*[ izzet koçak ]
#mikroöykü264