Pazar


[ PAZAR ]*

Sıkılan Pazar'ın yanına gelip oturdu Pazartesi. Benim adım çıkmış sendrom diye ama asıl bu ülkenin seninle büyük bir sorunu var, dedi. İnsanlar ne yapacağını bilemiyorlar, tırnaklarını yiyorlar yalnızlıktan, saçmalıyorlar ve ertesinde de rahatlayıp bana sarıyorlar.

*[ izzet koçak ]

#mikroöykü252

Kavga


[ KAVGA ]*

Onunla tanışmak istiyor ama buna bir sebep bulamıyordum. Bir süre amaçsızca etrafında dolandıktan sonra bugün gidip manasız bir kavga çıkardım. Fazla ileri gitmeden bitirdik. Yarın gidip özür dileyeceğim. Hem böylece sağlam bir temel atmış olacağız ilişkimize.

*[ izzet koçak ]

#mikroöykü415

Ortaklık


[ ORTAKLIK ]*

Bugün senin yerine orucunu ben tutmak istiyorum, dedi. Öyle şey olur mu, dedim, yarısını sen tut diğer yarısını ben tutarım yine. Hep öyle oluyor zaten, dedi, bu kez hepsini tutmak istiyorum. Süre çok uzun, o saate uyanırım, dedim uykuya, ama söz yarısından çoğu senin.

*[ izzet koçak ]

#mikroöykü258

Fırsatçı


[ FIRSATÇI ]*

Not almazsan böyle kıvranırsın işte. Sen de bu hafıza varken evin yolunu bulman bile bir mucize, kaldı ki akşama yazarım dediğin hikayeyi hatırlamak. Tabi fırsatçılığına diyecek bir şey yok, bunu da hikaye diye yazarsın, baş karakterin de ben olurum. Yakışırım da.

*[ izzet koçak ]

#mikroöykü241

Kesinlik


[ KESİNLİK ]*

Cenaze için çok büyük bir kalabalık toplanmıştı. Mevta tanıdığım en kötü insana aitti. Kime dokunduysa yaralamış bir canavardı. Kötülüğün yürüyen haliydi. Hal böyleyken bu kalabalık ne böyle Helim Abi, dedim. Çünkü, dedi kulağıma, herkes öldüğünden emin olmak istiyor.

*[ izzet koçak ]

#mikroöykü115

Ramazan


[ RAMAZAN ]*

On bir ayın sultanı olarak kabul ediliyorsunuz. Ancak sultanlığınızı sadece hicri aylar tanımış durumda, miladi aylar çekimser görünüyor. Evet, böyle bir durum var, ben de çok üzerine gitmiyorum; sonuçta on bir ayın sultanı da olsak hükmümüz otuz gün geçiyor.

*[ izzet koçak ]

#mikroöykü256

Yüzleşme


[ YÜZLEŞME ]*

Kitabım çıktığında çok heyecanlanmıştım. Onu ellerimde tutmak, büyük bir haz vermişti. Tuhaftı. Sonra alıştım. Tebrikleri kabul edip ikinci kitap ne zaman sorularına tebessüm etmiştim. Geçen gün yayın evinin deposuna indim. Bir köşeye yığılıp kalmışım.

*[ izzet koçak ]

#mikroöykü114

Çok Çektik


[ ÇOK ÇEKTİK ]*

Okulun son günü öğretmenler odasına girince elime yapıştı. Sana çok çektirdim, dedi. Biliyorum, diğerlerine de çektirdim ama sen çekmekten hoşlanıyordun, onlar iğrenerek çektiler hep, bu sebeple sana çektirmek büyük bir zevkti, dedi fotokopi makinesi memnuniyetle.

*[ izzet koçak ]

#mikroöykü113

Zihin Karası


[ ZİHİN KARASI ]*

Onu fark ettiğimde küçücüktü, ama ileride çok tehlikeli olacaktı. Onu yok etmesi için kafamın içine bir kara delik ışınladım. Üzerine zihnimin kapılarını mühürledim. Bir süre sonra mühürleri kırıp içeri girdiğimde zihnimin karanlığının kara deliği de yuttuğunu gördüm.

*[ izzet koçak ]

#mikroöykü112

İyi Karakter


[ İYİ KARAKTER ]*

Sen bu hikâyenin iyi karakteriydin. Şu yaptıklarına bak, hikâyenin kötü karakterleri sana bulaşmamak için köşe bucak kaçıyor. Hikâye bu yüzden ilerlemiyor. Kötülüğe misli ile cevap vermesen, bir süre iyilik falan düşünsen. Anlıyorum, tamam, aptal değilsin ama...

*[ izzet koçak ]

#mikroöykü111

Köprü


[ KÖPRÜ ]*

Sınıfa girdim. Hemen derse başladım. Espriler yapıyorum her zamanki gibi ama bu kez kimsenin umurunda değil. Daha önce sınıf yıkılırdı kahkalarla. Kötü bir şey olmalıydı mutlaka. Söyleyin çocuklar ne oldu, dedim telaşla. Biri elini kaldırdı, e-okul kapandı hocam.

*[ izzet koçak ]

#mikroöykü109

Lâl


[ LAL ]*

Kelimeleri sevdiğinin önüne serdi ama hiç cevap alamadı. Gitti. Birkaç dil öğrenip geldi. Olmadı. Birçok dilde "seni seviyorum" dedi cevap alamadı. Gözleri gibi gönlü de karardı gün gün, sevdası kara bağladı. Oysa sevdiği de bu aşktan lâl olmuştu. Bilemedi.

*[ izzet koçak ]

#mikroöykü108

Kaplumbağa


[ KAPLUMBAĞA ]*

Bu öyküde önemli olan mekanı insanların aklına kazımak, dedi. Sprey boyayla mekanın üzerine Kargo İşleme Merkezi yazdı. Desene kimsenin kargosu eline ulaşamayacak, dedi mekan gülerek. Kargo İşleme Merkezi olan bir kaplumbağa kimin aklından çıkar ki, diye de ekledi.

*[ izzet koçak ]

#mikroöykü254

Umut


[ UMUT ]*

Bu dergiyi mutlaka okumalısın, diye uzattı. Mikro öykülerinden biri de var mı, diye sordum. Yok, dedi. Vardır, dedim. Bul, dedi. Dergiyi alıp laboratuvara gönderdim. Mikro'skopla incelediler ve Kulak adlı öyküsünü Hasan Aycın'ın Güray'a çizimindeki kulakta buldular.

*[ izzet koçak ]

#mikroöykü253

Pazar


[ PAZAR ]*

Gel vatandaş gel!
Mikro Öykü okuyana, mikroskop bedava!

*[ izzet koçak ]

#mikroöykü413

Cep Telefonlarını Kapatalım


[ CEP TELEFONLARINI KAPATALIM ]*

Camiye girdim. Arka safta namaza durdum. İkinci rekâta kalmıştık ki bir feryat koptu ortalardan “Ben insan değil miyim? Ben senin kulun değil miyim?” İmam okumayı kesti. Namazlar bozuldu. Hacı amca usulca telefonu çıkarıp kapattı ama isyan, camiyi sarmıştı bir kere.

*[ izzet koçak ]

#mikroöykü251

İç Ses


[ İÇ SES ]*

O çok konuşuyordu. Ben hep susuyordum. Ondan kurtulabilmek için hastaneye yatmayı düşündüm. Doktor hastaneye yatsam bile onun çenesinden kurtulamayacağımı söyledi. İnsan nereye giderse gitsin kendisinden kaçamaz, dedi doktor, hele kendi iç sesinden asla!

*[ izzet koçak ]

#mikroöykü106

Kaynak


[ KAYNAK ]*

Çok güzel bir hayatım vardı. Her şeyden keyif alabiliyordum. Ancak etrafımdaki mutsuzların gazabına uğradım. Mutluluğum sanki onların mutsuzluğunun kaynağıymış gibi üzerime geldiler. Ve kaynağı kuruttular, hayal kurmamı yasaklayarak beni kendilerine benzettiler.

*[ izzet koçak ]

#mikroöykü250

İmza


[ İMZA ]*

Kitabı çıktıktan bir hafta sonra kitap fuarındaki ilk ve son imza gününe katıldı. Yayınevinin standından aldığı bir kitabı önüne koyan adama, bunu ben yazmadım, dedi. Olsun, dedi adam, sen yazarsan bu kitabı imzalarsın, yazar değilsen burada neden oturuyorsun?

*[ izzet koçak ]

#mikroöykü249

Diyet


[ DİYET ]*

Diyet esprilerinin dolanıp durduğu bir ortamda gelip diyet kitabı isteyince dayanamadım ve kendisine Ömer Seyfettin'in Diyet kitabını verdim. Kitabevinden kitabı alıp çıktı. Bir hafta sonra teşekkür için geldi. Sağ kolunu kesince birden beş kilo zayıflamıştı.

*[ izzet koçak ]

#mikroöykü105

İnsanlık aranıyor, ölü ya da diri!


[ İNSANLIK ARANIYOR, ÖLÜ YA DA DİRİ ]*

Dergiyi gösterip, burada olduğunu biliyoruz, dediler. Onu vermemin çok tehlikeli olduğunu söyledim ama iyi niyetliydiler. Bu da onların sonu olacaktı. Siz insansınız, dedim hayatınızla oynuyorsunuz. Buna rağmen -lık ekini aldılar ve anında yere yığıldılar.

*[ izzet koçak ]

#mikroöykü248

İtham*


[ İTHAM ]*

"İnsan nedir?" sorusuyla başlayan mücadele, "İnsan Benim!" sloganıyla çatışmalara dönüşmüştü. Gösteriler sürüyor, insanlar ile androidler arasında çatışmalar yaşanıyordu. İki grupta kendisini insan olarak tanımlıyor, diğerini android olmakla itham ediyordu.

*[ izzet koçak ]

#mikroöykü104