Islak Çim


[ ISLAK ÇİM ]*

Çimlere uzanmış. Mavi gökyüzünü seyrediyordu. Ellerini ıslak çimlerin üzerinde gezdiriyor, bundan büyük bir mutluluk duyuyordu. Tüm sesler kesilmiş, hayat içine dolmuştu. Artık mücadeleye hazırdı. Takım arkadaşlarının kale önündeki halkasına katıldı. Stat yıkılıyordu.

*[ izzet koçak ]

#mikroöykü263

Buraları Tanımıyor


[ BURALARI TANIMIYOR ]*

Herkesin yeni yıldan büyük küçük bir beklentisi var. Çoğunun beklentisi geçen yıl bekledikleri şeyin aynısı. Demek ki geçen yıl, istedikleri şeyi onlara vermemiş. Ben yeni yıldan bir şey beklemiyorum. Zaten yeni geliyor dünyaya. Buraları benim kadar tanımıyor bile.

*[ izzet koçak ]

#mikroöykü257

Rüzgargülü


[ RÜZGARGÜLÜ ]*

Rüzgârgülü yazma isteğini artırıyor, onu havaya sokuyordu. Yazmadan önce karşı binanın çatısına bakıyor, bir süre onu izliyordu. Böylece yazmaya başladığında zihni, sanki kalemden kağıdın üzerine akıyordu. Ta ki o fırtınaya kadar, zihni donup kalmıştı kalemin ucunda.

*[ izzet koçak ]

#mikroöykü266

Doktor Alzheimer


[ DOKTOR ALZHEİMER ]*

"Evet," dedi ihtiyar adam "Gereksiz çok şeyle kafamı doldurmuşum, boşaltmaya çalışıyorum. Bunu umut ederim ki başarırım. Zira bundan sonrası için kafamı kendime yük etmeyi düşünmüyorum," diye ekledi. Doktor Alzheimer elindeki kağıda bir şeyler yazdı, ciddiyetle.

*[ izzet koçak ]

#mikroöykü267

Kıymığın Öyküsü


[ KIYMIĞIN ÖYKÜSÜ ]*

Bir öykü! Bir kıymık! Kafamın içinde, canıma çok yakın bir yere batmış vaziyette. Onu çıkarmak istiyorum kelime kelime. Lakin dokununca can yakıyor. Orada kalsa iltihaplanacak, çıksa canımı da alıp gelecek gibi. Korku ve ümit arasında duruyorum karşısında, yıllardır.

*[ izzet koçak ]

#mikroöykü269

Kara Sevda


[ KARA SEVDA ]*

Onun gönlüne girebilmek için günlerce kalbinin izini sürdüm. Bir kapıdan geçtim. Yorgun düştüm. Gözlerimi açtığımda karanlıktaydım. Sokaklar, yollar, evler karanlığı üzerine giyinmiş gibiydi. Yabancıydı her yer. Sonra bildim, onun kalbinden başka bir yerde değildim.

*[ izzet koçak ]

#mikroöykü270

Anlaşma


[ ANLAŞMA ]*

Geçimsizlikleri birlikte yaşamalarına engel oluyordu. Bir aile danışmanına gittiler. Doktor eşlerin arasını düzeltecek ortak bir nokta bulamayınca pes etti. "Bana anlaştığınız tek bir şey söyleyin bari!" dedi. İkisi de aynı anda, "Anlaşamıyoruz!" diye gülmeye başladı.

*[ izzet koçak ]

#mikroöykü272

Bu Benim Rüyam


[ BU BENİM RÜYAM ]*

Ak sakallı dedeyi gördüm. Koşup yanına vardım. Daha ağzımı açmadan susturdu beni. "Evladım, soracağın soruların cevaplarını bulmak için ben genç yaşımda sakallarımı ağarttım. Sorunca cevap verecek ak sakallıyı sen rüyanda görürsün," dedi ve ekledi, "bu benim rüyam."

*[ izzet koçak ]

#mikroöykü275

Bir Melek Gördüm


[ BİR MELEK GÖRDÜM ]*

Kanatlarımı büyük bir hayret ve merakla inceliyordu. Hayatında ilk kez bir melek görmenin mutluluğunu yaşıyordu. Ama bu mutluluğu fazla uzun sürmedi. İnsan ömrü boyunca dünya gözüyle bir kez melek görebilir. Sonra etrafı meleklerle dolar.

*[ izzet koçak ]

#mikroöykü277

Bavul


[ BAVUL ]*

Bir bavulum olsa hiç durmam, hemen giderim, derdi gitmek ağrısı yüreğine çöktüğünde. Bunu duymaktan sıkılan arkadaşı ona bir bavul aldı. İçi acıdı. Bavulu eve bırakıp ilk trenle şehirden ayrıldı. Gitmek için bavula gerek yokmuş, diyordu kendi kendine kızarak.

*[ izzet koçak ]

#mikroöykü278

Pazar


[ PAZAR ]*

Sıkılan Pazar'ın yanına gelip oturdu Pazartesi. Benim adım çıkmış sendrom diye ama asıl bu ülkenin seninle büyük bir sorunu var, dedi. İnsanlar ne yapacağını bilemiyorlar, tırnaklarını yiyorlar yalnızlıktan, saçmalıyorlar ve ertesinde de rahatlayıp bana sarıyorlar.

*[ izzet koçak ]

#mikroöykü252

Kavga


[ KAVGA ]*

Onunla tanışmak istiyor ama buna bir sebep bulamıyordum. Bir süre amaçsızca etrafında dolandıktan sonra bugün gidip manasız bir kavga çıkardım. Fazla ileri gitmeden bitirdik. Yarın gidip özür dileyeceğim. Hem böylece sağlam bir temel atmış olacağız ilişkimize.

*[ izzet koçak ]

#mikroöykü415

Ortaklık


[ ORTAKLIK ]*

Bugün senin yerine orucunu ben tutmak istiyorum, dedi. Öyle şey olur mu, dedim, yarısını sen tut diğer yarısını ben tutarım yine. Hep öyle oluyor zaten, dedi, bu kez hepsini tutmak istiyorum. Süre çok uzun, o saate uyanırım, dedim uykuya, ama söz yarısından çoğu senin.

*[ izzet koçak ]

#mikroöykü258

Fırsatçı


[ FIRSATÇI ]*

Not almazsan böyle kıvranırsın işte. Sen de bu hafıza varken evin yolunu bulman bile bir mucize, kaldı ki akşama yazarım dediğin hikayeyi hatırlamak. Tabi fırsatçılığına diyecek bir şey yok, bunu da hikaye diye yazarsın, baş karakterin de ben olurum. Yakışırım da.

*[ izzet koçak ]

#mikroöykü241

Kesinlik


[ KESİNLİK ]*

Cenaze için çok büyük bir kalabalık toplanmıştı. Mevta tanıdığım en kötü insana aitti. Kime dokunduysa yaralamış bir canavardı. Kötülüğün yürüyen haliydi. Hal böyleyken bu kalabalık ne böyle Helim Abi, dedim. Çünkü, dedi kulağıma, herkes öldüğünden emin olmak istiyor.

*[ izzet koçak ]

#mikroöykü115

Ramazan


[ RAMAZAN ]*

On bir ayın sultanı olarak kabul ediliyorsunuz. Ancak sultanlığınızı sadece hicri aylar tanımış durumda, miladi aylar çekimser görünüyor. Evet, böyle bir durum var, ben de çok üzerine gitmiyorum; sonuçta on bir ayın sultanı da olsak hükmümüz otuz gün geçiyor.

*[ izzet koçak ]

#mikroöykü256

Yüzleşme


[ YÜZLEŞME ]*

Kitabım çıktığında çok heyecanlanmıştım. Onu ellerimde tutmak, büyük bir haz vermişti. Tuhaftı. Sonra alıştım. Tebrikleri kabul edip ikinci kitap ne zaman sorularına tebessüm etmiştim. Geçen gün yayın evinin deposuna indim. Bir köşeye yığılıp kalmışım.

*[ izzet koçak ]

#mikroöykü114

Çok Çektik


[ ÇOK ÇEKTİK ]*

Okulun son günü öğretmenler odasına girince elime yapıştı. Sana çok çektirdim, dedi. Biliyorum, diğerlerine de çektirdim ama sen çekmekten hoşlanıyordun, onlar iğrenerek çektiler hep, bu sebeple sana çektirmek büyük bir zevkti, dedi fotokopi makinesi memnuniyetle.

*[ izzet koçak ]

#mikroöykü113

Zihin Karası


[ ZİHİN KARASI ]*

Onu fark ettiğimde küçücüktü, ama ileride çok tehlikeli olacaktı. Onu yok etmesi için kafamın içine bir kara delik ışınladım. Üzerine zihnimin kapılarını mühürledim. Bir süre sonra mühürleri kırıp içeri girdiğimde zihnimin karanlığının kara deliği de yuttuğunu gördüm.

*[ izzet koçak ]

#mikroöykü112

İyi Karakter


[ İYİ KARAKTER ]*

Sen bu hikâyenin iyi karakteriydin. Şu yaptıklarına bak, hikâyenin kötü karakterleri sana bulaşmamak için köşe bucak kaçıyor. Hikâye bu yüzden ilerlemiyor. Kötülüğe misli ile cevap vermesen, bir süre iyilik falan düşünsen. Anlıyorum, tamam, aptal değilsin ama...

*[ izzet koçak ]

#mikroöykü111

Köprü


[ KÖPRÜ ]*

Sınıfa girdim. Hemen derse başladım. Espriler yapıyorum her zamanki gibi ama bu kez kimsenin umurunda değil. Daha önce sınıf yıkılırdı kahkalarla. Kötü bir şey olmalıydı mutlaka. Söyleyin çocuklar ne oldu, dedim telaşla. Biri elini kaldırdı, e-okul kapandı hocam.

*[ izzet koçak ]

#mikroöykü109

Lâl


[ LAL ]*

Kelimeleri sevdiğinin önüne serdi ama hiç cevap alamadı. Gitti. Birkaç dil öğrenip geldi. Olmadı. Birçok dilde "seni seviyorum" dedi cevap alamadı. Gözleri gibi gönlü de karardı gün gün, sevdası kara bağladı. Oysa sevdiği de bu aşktan lâl olmuştu. Bilemedi.

*[ izzet koçak ]

#mikroöykü108

Kaplumbağa


[ KAPLUMBAĞA ]*

Bu öyküde önemli olan mekanı insanların aklına kazımak, dedi. Sprey boyayla mekanın üzerine Kargo İşleme Merkezi yazdı. Desene kimsenin kargosu eline ulaşamayacak, dedi mekan gülerek. Kargo İşleme Merkezi olan bir kaplumbağa kimin aklından çıkar ki, diye de ekledi.

*[ izzet koçak ]

#mikroöykü254

Umut


[ UMUT ]*

Bu dergiyi mutlaka okumalısın, diye uzattı. Mikro öykülerinden biri de var mı, diye sordum. Yok, dedi. Vardır, dedim. Bul, dedi. Dergiyi alıp laboratuvara gönderdim. Mikro'skopla incelediler ve Kulak adlı öyküsünü Hasan Aycın'ın Güray'a çizimindeki kulakta buldular.

*[ izzet koçak ]

#mikroöykü253

Pazar


[ PAZAR ]*

Gel vatandaş gel!
Mikro Öykü okuyana, mikroskop bedava!

*[ izzet koçak ]

#mikroöykü413

Cep Telefonlarını Kapatalım


[ CEP TELEFONLARINI KAPATALIM ]*

Camiye girdim. Arka safta namaza durdum. İkinci rekâta kalmıştık ki bir feryat koptu ortalardan “Ben insan değil miyim? Ben senin kulun değil miyim?” İmam okumayı kesti. Namazlar bozuldu. Hacı amca usulca telefonu çıkarıp kapattı ama isyan, camiyi sarmıştı bir kere.

*[ izzet koçak ]

#mikroöykü251

İç Ses


[ İÇ SES ]*

O çok konuşuyordu. Ben hep susuyordum. Ondan kurtulabilmek için hastaneye yatmayı düşündüm. Doktor hastaneye yatsam bile onun çenesinden kurtulamayacağımı söyledi. İnsan nereye giderse gitsin kendisinden kaçamaz, dedi doktor, hele kendi iç sesinden asla!

*[ izzet koçak ]

#mikroöykü106

Kaynak


[ KAYNAK ]*

Çok güzel bir hayatım vardı. Her şeyden keyif alabiliyordum. Ancak etrafımdaki mutsuzların gazabına uğradım. Mutluluğum sanki onların mutsuzluğunun kaynağıymış gibi üzerime geldiler. Ve kaynağı kuruttular, hayal kurmamı yasaklayarak beni kendilerine benzettiler.

*[ izzet koçak ]

#mikroöykü250

İmza


[ İMZA ]*

Kitabı çıktıktan bir hafta sonra kitap fuarındaki ilk ve son imza gününe katıldı. Yayınevinin standından aldığı bir kitabı önüne koyan adama, bunu ben yazmadım, dedi. Olsun, dedi adam, sen yazarsan bu kitabı imzalarsın, yazar değilsen burada neden oturuyorsun?

*[ izzet koçak ]

#mikroöykü249

Diyet


[ DİYET ]*

Diyet esprilerinin dolanıp durduğu bir ortamda gelip diyet kitabı isteyince dayanamadım ve kendisine Ömer Seyfettin'in Diyet kitabını verdim. Kitabevinden kitabı alıp çıktı. Bir hafta sonra teşekkür için geldi. Sağ kolunu kesince birden beş kilo zayıflamıştı.

*[ izzet koçak ]

#mikroöykü105

İnsanlık aranıyor, ölü ya da diri!


[ İNSANLIK ARANIYOR, ÖLÜ YA DA DİRİ ]*

Dergiyi gösterip, burada olduğunu biliyoruz, dediler. Onu vermemin çok tehlikeli olduğunu söyledim ama iyi niyetliydiler. Bu da onların sonu olacaktı. Siz insansınız, dedim hayatınızla oynuyorsunuz. Buna rağmen -lık ekini aldılar ve anında yere yığıldılar.

*[ izzet koçak ]

#mikroöykü248

İtham*


[ İTHAM ]*

"İnsan nedir?" sorusuyla başlayan mücadele, "İnsan Benim!" sloganıyla çatışmalara dönüşmüştü. Gösteriler sürüyor, insanlar ile androidler arasında çatışmalar yaşanıyordu. İki grupta kendisini insan olarak tanımlıyor, diğerini android olmakla itham ediyordu.

*[ izzet koçak ]

#mikroöykü104

Duygu Modu


[ DUYGU MODU ]*

Ünlü yazarın evinde yapılan incelemede birçok robot bulundu. Yazarın kitaplarını bu özel kodlu robotlara yazdırdığı anlaşıldı. Çok satan yazarlar listesinin üst sırasındaki isim, robotlar işin matematiksel kısmını hallediyor, bana sadece duyguyu eklemek kalıyor, dedi.

*[ izzet koçak ]

#mikroöykü103

Ölüm Nedeni


[ ÖLÜM NEDENİ ]*

Kendisinden haber alınamayan öykü yazarı polisler tarafından evinde ölü olarak bulundu. Ceset, yazı masasının başındaydı. Masada açık bir defter, sandalyenin dibinde tükenmiş bir tükenmez kalem vardı. Yazarın ölüm nedeni bir süredir yazamaması olarak kayıtlara geçti.

*[ izzet koçak ]

#mikroöykü102

Oku!


[ OKU ]*

"İnsan, okumak için yaratılmıştır!" dedi adam, "inanmıyorsan ilk inen ayete bakman yeterli." diye ekledi.

*[ izzet koçak ]

#mikroöykü247

Yoğunluk


[ YOĞUNLUK ]*

Yalan detektörlerimiz Türkiye üzerinde kırmızı alarm vermeye başladı. Hemen özel bir ekip hazırlayıp Mars istasyonundan bölgeye gönderdik. Yaptıkları inceleme sonrasında korkacak bir şey olmadığını rapor ettiler. Ülkede seçim öncesi yoğunluğu yaşanıyormuş.

*[ izzet koçak ]

#mikroöykü245

Millet Pazarı


[ MİLLET PAZARI ]*

Başkanım harika bir fikir bulmuşsunuz. Biz hemen sebzeciler odasına gidip yer tahsisi için başvuracağız. Pazarcı arkadaşlardan da yardım isteriz, pazarın merkezinden yer ayarlamamıza yardımcı olurlar. Böylece milletvekili adaylarımızın pazarda sabit yerleri olur.

*[ izzet koçak ]

#mikroöykü246

Bayram Temizliği


[ BAYRAM TEMİZLİĞİ ]*

Biraz önce Müjgan aradı. Bayram temizliği yapıyormuş. Temizle temizle bitmiyor, diye yakındı on dakika. En son, sen ne yaptım, diye sormak geldi aklına. Bitirdim, dedim. Şaşırdı. Koca ev nasıl bitirdin, dedi. Hiç başlamadım ki, dedim. 

*[ izzet koçak ]

#mikroöykü101

Dehşet


[ DEHŞET ]*

Yedi yıl önce hakikati bulmak için yolculuğa çıktım. Yolculuk ve arama kısmı harikaydı ama ilginç bir şekilde bulmaya pek ümitli olmadığım hakikati de bir dağ köyündeki kör bir kadında buldum. Hakikat karşısında dehşete düştüm ve perişan oldum. Onu buldum ama kendimi kaybettim.

*[ izzet koçak ]

#mikroöykü244

Azrail


[ AZRAİL ]*

Her birimiz bir köşeye çekilip onu beklemeye başladık. Bir süre sonra kapı açıldı. Herkes tuttuğu son nefesi bırakmayı unutmuştu. İçeride ölüm sessizliği vardı. Cesetlerimiz ortaya yığılmış, ruhlarımız başıboş dolanıyordu. Ruhlarımızı toplayıp odadan ayrıldı sessizce.

*[ izzet koçak ]

#mikroöykü243

Dönüş


[ DÖNÜŞ ]*

Hakikati bulmak için çıktığım yolculuğun sonunda onu bir dağ köyündeki yaşlı, kör bir kadında buldum. Hakikatin onu kör ettiğini söyledi. Bir süre tereddüt ettikten sonra onsuz geri dönemeyeceğimi söyledim. Hakikate kavuştum ama dönüş yolunu bir daha hiç bulamadım.

[ izzet koçak ]*

#mikroöykü-100

Kelek Kesildi


[ KELEK KESİLDİ ]*

Mahallenin kelek keseniydi Adem. Her fırsatta gözümüzü korkutmaktan çekinmezdi. Ondan dayak yemekten o kadar korkuyordum ki hayatı kendi kendime zehir etmiştim. Bir gün karşısına çıkıp ondan bir güzel dayak yedim. Hepsi buymuş. Korku falan kalmadı. Hayat normale döndü. [99]

*[ izzet koçak ]

#mikroöykü99

Arka Direk


[ ARKA DİREK ]*

Ben hep arka direğe koşardım. Selim tüm ortaları ön direğe keserdi. Ön direkte hep Ahmet olurdu. Tüm topları öldürürdü. Arada bir çarpar girerdi top kaleye. Ahmet'ten daha çok sevinirdi Selim, çünkü abisi gol attığı için sevinen bir Zehra olurdu hep kenarda.

*[ izzet koçak ]

#mikroöykü242

Acı


[ ACI ]*

Yağmur yağıyordu. Benim ellerimde kardeşimin eti. Dilimde uzun zamandır düşürmediğim eski bir küfür. Burada, dedim karşımdaki kalabalığa, kimse kendisine davranılmasını istediği gibi davranmaz. Burada sadece yağmur yağar. Islanmak isteyen şemsiyesini kapatsın!

*[ izzet koçak ]

#mikroöykü240

Hikâye Avcısı


[ HİKAYE AVCISI ]*

Kalemimi ve not defterimi çantama koydum. Dışarı çıkmak üzereyken kapıda belirdi, ıslak ellerini havluya siliyordu. Nereye gidiyorsun, diye sordu. Ava, dedim. Nerede avlanacaksın, diye sordu. Hastanede, dedim. Çocuk bölümünden uzak dur, dedi kapıyı örterken usluca.

*[ izzet koçak ]

#mikroöykü98

Bulaşık Makinesi


[ BULAŞIK MAKİNESİ ]*

Mutfağa geçti. Dünden kalan bulaşıkları suyun altına bıraktı. Isıttığı suyun içerisine deterjan döküp süngerle köpürttü. Bulaşıkları tek tek sabunladı. Sonra hepsini durulayıp bulaşıklığa dizdi. Kapatma düğmesi otomatik olarak devreye girdi. İki dakika sonra kapandı. [97]

*[ izzet koçak ]

#mikroöykü97

Tekerrür


[ TEKERRÜR ]*

Tarih, dedi, tekerrürden ibarettir. Bu sebeple geçen hafta işlediğimiz Doğu Cephesini bu dersimizde tekrar edelim.

*[ izzet koçak ]

#mikroöykü-96

Polyana


[ POLYANA ]*

Maça çıktık. Başka bir şey yaptığımız da yoktu. Yağmur yağıyordu. Rakip atakları bir türlü kesilmiyordu. Goller ardı ardına ağlarımıza yağıyordu. Son düdük çaldığında tabelada 12-0 yazıyordu. Maçtaki övüncümüz ofsayt gerekçesiyle sayılmayan rakibin iki golüydü.

*[ izzet koçak ]

#mikroöykü239

Tam Metin


[ TAM METİN ]*

Salonda kalabalık yoktu. Konuşmacı, konuşmak yerine okumayı tercih etmişti. Ben de dinlemek yerine uyumayı. Alkış sesleriyle uyandım. Yerimden kalkıp çıkış kapısına yöneldim. Kapıdaki görevli beni görünce gülümsedi ve bir kitapçık uzattı. Baktım. Konuşmanın tam metni.

*[ izzet koçak ]

#mikroöykü238

Kuyudaki Anlam


[ KUYUDAKİ ANLAM ]*

Hayatın anlamını aramaya başladıktan kısa bir süre sonra buldum. Ama böyle çabuk bulmak hoş değildi. Onu yakındaki bir kuyuya attım. Yolculuğum sırasında hayatın başka bir anlamını bulamadım. Dönüşte kuyuya tekrar geldim. Baktım, hayatın bir anlamı kalmamıştı kuyuda.

*[ izzet koçak ]

#mikroöykü237