Aracımız metruk bir mezarlığın yanında arıza yaptı. Babam motorla ilgilenirken ben, kulağıma gelen fısıltıları takip ederek mezarlığa girdim. Mezar taşlarındaki isimleri okumak için yaklaştığımda sadece tarihlerle karşılaştım. Taşlar takvim yaprakları gibi sıralanmıştı. Her taşın üzerinde bir önceki günün tarihi vardı. Başımı kaldırıp dikkatle baktığımda mezarlığın bir sınırı olmadığını fark ettim. Zaman burada yatıyor, diye murdar bir cümle çıktı ağzımdan, tedirginlikle geri döndüm arabanın yanına. Güneş günü bitirmek için batıya ilerliyordu. Uzaklardan bir cenaze alayının gölgeleri ayaklarıma dokunuyordu. Biten günü tabutuna koymuş tik tak tik tak adımlarla mezarlığa doğru yaklaşıyorlardı. Motor sesiyle sislerin ve seslerin arasından sıyrılıp arabaya bindim. Babam, hangi yıla gitmek istersin? diye sordu.
*[ izzet koçak ]
#mikroöykü503
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder