Hepimizin Anlattığı Aynı Hikaye


[ HEPİMİZİN ANLATTIĞI AYNI HİKAYE ]*


Sanırım, ki bundan hiçbir zaman emin olamayacağım, bu blogumdaki son yazım.

Bundan sonra yazacaklarım da son yazım olacak varsayımından yola çıkarak söylemiyorum bunu.
Bu benim son hikayem.

Biraz sonra yeni bir kitap okumaya başlayacağım. Bir diğerini bir saat kadar önce bitirdim. (Zemberekkuşu'nun Güncesi - Murakami)

Başlayacağım bu yeni kitap, kendimi bildim bileli tanıdığım bir yazara ait. Ben onu tanıdığımda yazar değildi. Ben de değildim. O yazar olduktan sonra ben de yazar oldum. (Bunu kitap çıkarmak olarak değerlendiriyorum.) Ben yazarlığı bıraktım. (Artık hiçbir zaman kitap çıkarmayacağım.) Ama o yazmaya devam ediyor. 12. Kitabını yayınladı. (On üçün uğursuzluğuna inanmaz, bu yüzden onu atlayıp on dördüncüyü çıkarmayacak. On üçten devam edecek.)

Yeni kitabı birkaç gün önce çıktı. Artık eskimiş de olabilir. (Suskun Aşıklar Efsanesi) Kitap aslında bir mesnevi, ama aruz değil hece ölçüsüyle yazılmış. (1800 küsür beyit, ve hepsi 12 hece) Daha okumaya başlamadım. (Çünkü biliyorum ki okumaya başlayınca bitirmeden bırakmayacağım, bitirmeden bırakılamayacak bir dile sahip / Nasıl beceriyor bilmiyorum ki) Okuduktan sonra da size kitap hakkındaki düşüncelerimi elbetteki söylemeyeceğim. (O kadar merak ediyorsan alır, okursun.)

Her şeyi de benden beklemeyin.

Ben bile kendimden hiçbir şey beklemiyorum.

Tekrar hayırlı uğurlu olsun, her şey bitti. Cenazemde yemek verilmeyecektir, bu yüzden aç gelmeyin.


*[ izzet koçak ]
#derkenar