Anti Kahraman


Yakup Allak'a

Ben Behzat. Ayakkabıcı Behzat. Uzunçarşı No. 9’daki ayakkabı dükkânının kendi halindeki sahibiyim! Çok şükür işlerimiz iyi, dükkân kira olsa sıkıntı olurdu ama kazandığımızın yarısını muhasebeciye, yarısını da dükkân sahibine vermeyince evde bir kap yemek rahat rahat pişiyor. Anlatım bozukluğu oldu ama olsun ilkokul mezunuyum ben, ayrıca muhasebeci iflahımızı söküyor.

İki oğlum var, biri fen lisesinde ikinci sınıfta, diğeri İstanbul denen cadı kazanında tıp okuyor. Cerrah olup, hastaları doğrayacağım diye espriler yapar eve her geldiğinde. Kendi elleriyle et yemekleri hazırlar. Küçük; kitap kurdudur, polisiye hastasıdır. Fen liseli edebiyatçımızdır kendisi, yazar olmak istiyor. Şimdiden öyküler yazıp dergilere gönderiyor. En son ayakkabıcı bir kiralık katille ilgili öykü yazmış. Çok tedirgin olmuştum yayımlanır falan diye ama derginin editörü yazdıklarını çok hastalıklı bulduğunu anlatan bir mektup yazmış bizimkine. “Hangi devirde yaşadığından haberi yok bu editörün” diye bağıra çağıra dolandı birkaç gün evin içinde. Babanı bir kiralık katil olarak anlatırsan olacağı bu, dedim. Hanım koluma sarıldı, sen bir sineği bile incitmezsin bu çocukların böyle olmasına ne sebep oldu bilmiyorum, diyerek şefkatten sızlanmaya doğru bir geçiş yaptı. Mevzuyu uzatmadan kapattık.

Bizim oğlan ondan sonra da yazmaya devam etti. İnternet sitesi açmış, öykülerini oraya yüklüyor. Bilmem şurada bu kadar takipçim var, burada şu kadar deyip duyuyor. Takipçi iyidir, diyorum takip etmek için yürüyorlarsa tabii ki, diye ekliyorum. Yürümeden takip ediyor millet birbirini, biz bu kadar ayakkabıyı kime satacağız. Artık insanlar eskidiği için değil, çok şükür, sıkıldıkları için ayakkabı alıyorlar yoksa bu zamanda ayakkabı falan eskimez.

Ben Behzat Cin, Ayakkabıcı Behzat. Uzunçarşı No. 9’daki ayakkabıcı dükkânının kendi halindeki sahibiyim ama bu tek işim değil aramızda kalsın. Bir de ikinci bir işim var. Part Time katilim ben, kiralık katil! Ereğli merkez, Konya, Aksaray, Karaman ve Niğde’de öldürmek istediğiniz biri varsa beni gözü kapalı kiralayabilirsiniz. Fabrika değilim ama işimde ben de garanti verebilirim.

İnternette şöyle bir dolaşın, göreceğiniz cin çarpması şüpheli ölümlerin tamamına yakınından ben sorumluyum. Soyadıma uygun bir teknik geliştirdim ve bu da çok başarılı oldu. Maktulün nasıl o şekle geldiğini hiçbir otopsi açıklayamıyor, diyeyim fazla ayrıntıya girmeyeyim.

Öyle önüme gelen herkesi de öldürmüyorum. Prensip sahibi olmak, her işte olduğu gibi bu işte de önemli. On sekiz yaş altı ve altmış beş yaş üstü işleri almıyorum. Yasal olarak yetişkin kabul edilen aradan kimi isterseniz çarpabilirim! Tabii doğrudan benimle iletişime geçme imkânınız yok. İşleri "İnci Hoca" getirir. Bağlantıları o kurar. En ince ayrıntısına kadar her şeyi planlar. Bana sadece işi bitirmek kalır. Kazancı yarı yarıya paylaşırız. Onun planları sayesinde yıllardır, işlerimiz tıkırında gidiyor. İşin ilginci İnci hoca, bizim oğlanın edebiyat öğretmeni.

Şimdi bu noktada çocukların kime çektiğini ortaya çıkmış oluyor. Hanım koynunda bir akrep besliyor ama farkında değil. Küçüğün benim part time işimden haberi olmamasına rağmen o öyküyü yazması önce de söylediğim gibi beni oldukça tedirgin etmişti. Ama neyse ki o pısırık babasını bir kahraman yapmak istiyordu. Herkesin kahramanlık algısı başka işte, onunki oldukça anti.



iz| Öykü Atölyesi

Yakup Allak’ın Anahtar Kelimeleri: Takipçi – Cin – Yazmak – Sebep – Öykü 

2 yorum: