İyi Bilirdik!


[ İYİ BİLİRDİK ]*

Adamın birinin bir gün acil bir işi çıkmış.  Yetişmesi gerekiyor, zira mesele hayati! Azrail ile randevusu var ve kaçırmak istemiyor. Gideceği yerle aradaki mesafeyi kısaltan hiç kullanmadığı bir yol var, orayı kullanırsa daha çabuk varacak, koca caddeyi dolaşmayacak. Ama sokak malum mekanlarla dolu; meyhanesi, barı, pavyonu... Bir an tereddüt ettikten sonra ne olacak ya, diye dalıyor sokağa. Telaşı, yorgunluğu bir de bu sokaktan geçiyor olmanın tedirginliği göğsünün üzenine çöküyor. Sokağın ortasına gelince kalbi tekliyor ve olduğu yere yığılıyor. Azrail'in de o yolu kullanacağını kim tahmin edebilir değil mi!?

Ertesi gün cenazesinde fısıltıyla şöyle sözler dolaşıyor kulaktan kulağa:
"Gizli gizli gider içermiş, çocuklarının bile haberi yok, çok şaşırmışlar duyunca."
"Birine tutulmuş, çok para yedirmiş diyorlar, para bitince tekmelemiş oruspu, bu da kapıya dayanmış gündüz gündüz, yüz bulamayınca yine, yıkılmış sokağın ortasına!"
"Yok, öyle değil, bir işi varmış onun için geçmiş diyorlar. -Ya hu sen de inandın mı!?"
"Allah insana ölümün de öleceğin yerinde hayırlısını versin, böyle bar pavyon önünde, düşmanım başına gelecekse gelmesin, yazık!"

Namaz bitmiş, hoca dönüp soruyor cemaate: "Mevtayı nasıl bilirdiniz!" Cemaat hep bir ağızdan: "İyi bilirdik!"

*[ izzet koçak ]
#öykü