Hüzün olmasa hayatın tadı da olmayacak
gibi geliyor bana.
Bazen başka şeyler de oluyor hüzün. Bir
fincan kahve oluyor bir ömür boyu içilen!
Hüznümü dinliyorum. Bu bildiğim herhangi
bir hüzün değil.. Ya da bildiğim bütün hüzünlerin bir toplamı..
Herkesin, dalgaları durmadan kıyılarına
vuran böyle deniz mavisi hüzünleri var mıdır!?
Bana öyle geliyor ki, nerede değilse,
aslında en çok orada hüzün!
Hüzün, ondan uzaklaşmaya çalıştıkça daha
da bir hüzün oluyor sanki, göz alabildiğince kaplıyor her şeyi!
Şimdi dibinde bir yudum çay kalmış olan
bardağa bakıyorum; hüzünsüzlükten bir hüzün...
Sesler geliyor dört bir taraftan, dikkat
kesiliyorum seslere, hepsi biteviye bir hüzün senfonisi...
Nerede okunmuş bir kitap görsem sayfa
sayfa hüzün!
Hangi gece uzansam yatağıma, uykularım
sereserpe hüzün!
İnsanın ruhu belki de başlı başına bir
hüzün!
İzdüşünce – İzzet KOÇAK – Ocak 2015