Yazma Ritüeli




Genel olarak, yazmaya yeni başlayanlar için yazarlardan öneriler, başlığı altındaki yazıları okumayı seviyorum.

Bunların bir ehemmiyeti olduğundan değil, sadece yazarların yazarken neler hissettikleri ve nasıl yazdıklarıyla alakalı merakımdan kaynaklanıyor bu okuma iştiyakı.

Sonra kendi yazma ritüelime bakıp bir öneri listesi çıkarsam nasıl olur, diye düşündüm. Birkaç maddesi şöyle olurdu.

1- Okumak varken yazmak gibi bir derdin içerisine düşmek hiç sağlıklı bir tercih değil.

2- Yazma hastalığına yakalandığınızı nasıl anlarsınız; başınızı yastığa koyduğunuzda zihninizden kâğıda geçirilmesi gerektiğinizi düşündüğünüz, kelimeler, öyküler, sahneler canlanıyorsa, artık iflah olmazsınız.

3- Yeterince yazdığınıza kanaat getirdiğinizde başınızı yastığa koyunca mışıl mışıl uyursunuz.

4- Yukarıdaki üç madde sizi hitap ediyorsa, başka maddelere ihtiyacınız yok, dünyada bulmuşsunuz belanızı daha ne istiyorsunuz.

5- Yazmaya başlarken "kusursuz yazmak" gibi bir niyetiniz varsa hemen yazmaktan vazgeçin, zira bir süre sonra kendiniz vazgeçmek zorunda kalacaksınız bu niyetinizden. Çünkü kusursuz diye bir şey yoktur, kusursuza ulaşma niyeti vardır. Ve siz ona yaklaştıkça o sizden uzaklaşacaktır. Bir bakıma kusurlarınız sizin üslubunuz olacaktır. 




Yazma Ritüeli - İzzet KOÇAK - Ağustos 2013

Devamı gelecek...

2 yorum:

  1. Çok beğendim efendim, çok. Tad değil de rayiha diye yazıp "rahiya" gibi hiç olmayan ve bilinmeyen ama zihinde zikredilen bir haz aldım. Adlandırmak ve anlamlandırmak ister gibi...

    YanıtlaSil