Rüya Tabircisi


[ RÜYA TABİRCİSİ ]*

Gördüğü son rüyadan omzundaki yağmur damlalarıyla uyandığında İbrahim, rüyalarını tabir edecek kişinin kim olduğunu artık biliyordu. Üzerini giydi. Bahçeye indi. Yağmur çiseliyordu. Doğruca üzeri kapalı olan kuyunun başına gitti. Kapağı açıp içine seslendi: Yusuf!

*[ izzet koçak ]

#mikroöykü681

Kıymığın Öyküsü


[ KIYMIĞIN ÖYKÜSÜ ]*

Bir öykü! Bir kıymık! Kafamın içinde, canıma çok yakın bir yere batmış vaziyette. Onu çıkarmak istiyorum kelime kelime. Lakin dokununca can yakıyor. Orada kalsa iltihaplanacak, çıksa canımı da alıp gelecek gibi. Korku ve ümit arasında duruyorum karşısında, yıllardır.

*[ izzet koçak ]

#mikroöykü269

Kuyudaki Anlam


[ KUYUDAKİ ANLAM ]*

Hayatın anlamını aramaya başladıktan kısa bir süre sonra buldum. Ama böyle çabuk bulmak hoş değildi. Onu yakındaki bir kuyuya attım. Yolculuğum sırasında hayatın başka bir anlamını bulamadım. Dönüşte kuyuya tekrar geldim. Baktım, hayatın bir anlamı kalmamıştı kuyuda.

*[ izzet koçak ]

#mikroöykü237

Nöbetçi Öğretmen


[ NÖBETÇİ ÖĞRETMEN ]*

Dedemle havadan sudan konuşuyorduk. Okulda en çok kimi seviyorsun, dedi dedem. Nöbetçi öğretmenleri, dedim. Dedem tuhaf bir şekilde baktı bana. Nöbetçi öğretmenleri neden seviyorsun ki, dedi. Onlarla hep teneffüslerde karşılaşıyoruz da ondan, dedim.

*[ izzet koçak ]

#mikroöykü697

Salgın


[ SALGIN ]*

Yönetmen, ne çekeceğiz, diye sordu. Yapımcı, bir gezegende yaşanan virüs salgınını, dedi. Böyle çok film var ama, dedi yönetmen. Bu kez, dedi yapımcı, tüm gezegeni plato olarak kullanabileceksin. Aklında bir yer var mı, diye sordu yönetmen. Evet, dedi yapımcı, Dünya!

*[ izzet koçak ]

#mikroöykü696

Naçar


[ NAÇAR ]*

Elimizden yapacak bir şey gelmiyordu. Çalmadığımız kapı, gitmediğimiz yer kalmamıştı. Çare bulamıyorduk. Biz çare aradıkça o daha da endişeleniyordu sanki, ilk günlerdeki gibi değildi. Bir akşamüzeri karşımıza geçip, "Tek endişem," dedi, "derdime bir derman bulmanız!"

*[ izzet koçak ]

#mikroöykü695

Sınırlar

 

[ SINIRLAR ]*

Sanki beni kırpıp kırpıp belli bir çerçeve içerisine sığdırmaya çalışıyorsun, dedi masadan kalkıp kendisini koltuğa bırakırken. Masadaki adam memnun gülümsedi. Sınırları olmayan bir insanın fark edilmesi, haritada yer almayan ıssız bir adanın bulunması gibidir, dedi.

*[ izzet koçak ]

#mikroöykü694

İhtimal


[ İHTİMAL ]*

Bavulu toplarken zaman kazanmaya çalışıyordum. Bu tartışmadan sonra burada kalmam pek mümkün gözükmüyordu ama yine de ağırdan almalıydım. Sakinleşip, birazdan kapıyı çalması ve bir yer bulana kadar evinde kalmaya devam etmemi söylemesi ihtimal dâhilindeydi çünkü!

*[ izzet koçak ]

#mikroöykü693

Muska


[ MUSKA ]*

Dedemin bana yazdığı muskayı bulmuş annem sandıkta. Rahat uyuman için yastığının altına koyardık bunu, dedi. Ne yazdığını merak ettiğimden muskayı alıp bir arkadaşa okuttum. Arkadaşım çok güldü tabii ben de. Rahat uyumam için dedem ninni yazmış muskanın içerisine!

*[ izzet koçak ]

#mikroöykü692

Yılan Balıkları


[ YILAN BALIKLARI ]*

Yağmur yağıyordu. Yüzük parmağımda bir yüzükten geriye kalmış bir iz duruyordu. Telefonuma ardı ardına tebrik mesajları yağıyordu. Adımlarım su birikintilerine takılıyordu. Mağaza vitrinlerinde sergileniyordu kalbim. Göğsümde kalan boşlukta yüzüyordu yılan balıkları!

*[ izzet koçak ]

#mikroöykü691